Mutluluk bir tam elma olsaydı da,

Dursaydı avuçlarımda kaçmadan.

Bahçeler olsaydı, ağaçları dışarı taşan,

Göz hakkımdır diyip iki cebimi doldurur,

İki elime de ikişer tane alırdım.


Her birinin çekirdeklerini titizlikle alır,

Elma bahçeleri kurardım,

Her biri, bir sokağa taşar,

Göz hakkı diye alacakların hepsine yeterdi.


Göz hakkıdır mutluluk çünkü insanlığın.

Sırtında yük taşıyanın,

Karnında bebek,

Beyninde fikir,

Yüreğinde acı,

Gözlerinde keder,

Ellerinde para,

Arkasında mülk,

Yediği önünde,

Yemediği başkasına,

İşte para,

Pul,şan şöhret,

Şöhretsizlik,

Ve nicesi içinizde taşıdıklarınızın!


Diyorum ki, mutluluk hepinizin göz hakkı.

Biliyorum ki, göz hakkınız ödenseydi evlatlarım,

Gözünüzün hakkı olamazdı mutluluk.

Ödediğiniz bedel, işte şimdi bir hakkınız var!

Göz hakkınız!

Tanrı mı ödeyecek cennetinde?

İzletenler mi cehenneminde?

İşte ödenecek bedel,

Mutluluk, işte göz hakkınız.

Hakkı doğuran bahçelerde çalıştınız,

Toprağı ekip, taşın suyunu çıkardınız,

İşte size emek! İşte bedel! İşte ödeme!

İşte nur topu gibi, sonsuz bir göz ağrınız!

Göz hakkınız…