Buzul Çağı denmiş bir dönem

Dünyanın şimdiki soğukluğununsa bir adı yok

Ey hayat, başımıza ördüğün çorapları lütuf saymamız hep mi bundan

Şimdi iki kez düşünürüm

Bana niye hediye versin bir çıkarı olmadan

Babam bile sevmez beni istediğini yapmasam

Silik bir sevgi dengemi bozan

Para verildi diye tüketilen tadı bozuk meyveler gibiyim

Çöpe gitmesin diye zorla bitirilen

Bugün iyi dediğine yarın aldandığını söylemek mi geriye kalan

Nasıl bir yer çekimi bu kaldırdıkça yere çalan?

Terk ediyor beni tüm tamamladıklarım

Vedalaşmayı sevmediğim halde

Ağlayarak uğurluyorum hepsini

Bütün farkındalığımla...

Hangi kış güneşi gelirse kafa tutacağıma dair

Yeminler ediyorum

Hepsi koskoca bir yalan

Yağan ilk karda ayağının altına

Kırmızı halılar seriyorum

Kim bu bütün sıcaklığımızı içine alan?


Sen en yakınıma hapsedilmişken

Uzakları affedemiyorum

Beni bir yolunu bulup kandıran

Göz teması kuruyorum herkesle ister istemez.

Gözümü kaçırdıklarımı asla unutamıyorum

Yağmurlu günlerde bembeyaz giyiniyorum

Hangi körlüğün rengi bu üzerime sıçrayan?

Sevmeyi öğretirken

Sevmeyi unutmaktı kaçınılmaz olan...