Gözlerimi kapatınca daha çok şey görüyorum.
Önümde masmavi bir deniz,
güneşi batırıyor kendine.
Yanımda sevdanın insan bedenine bürünmüş hâli,
kulağımda onun ağzından çıkan melodiler.
Daha çok şey görüyorum.
Bir savaştayım, gencecik bir oğlanım henüz.
Belki Belgrad'da, belki Varşova'da,
kim bilir belki Vietnam'dayım.
Sağımda solumda ne uğruna koptuğunu bilmediğim
bacaklar, kollar, kafalar var.
Önümde güzel bir kadın fotoğrafı var,
arkasında kocaman harflerle "seni seviyorum" yazıyor,
bilmem hangi dilde.
Çok şey görüyorum.
Bir savaştayım, yaralanmışım,
ama neremden bilmiyorum.
Belki kadınlar için defalarca çarpmış kalbimden.
Bir sedyenin üzerinde götürülüyorum.
Görebildiğim sadece hemşirelerin yüzleri,
gözlerimi kapatıyorum, annemi görüyorum,
sonra sevdiğimi,
sonra gözümü her kapatışımda başka yüzleri.
Gözlerimi kapatınca daha çok şey görüyorum.
Hiçbir zaman haklarını alamamış kadınları,
onları böyle acımasızca dışarı iten sistemi.
Hele Afrikalı kadınları;
hem kadın oldukları için hem de siyah tenli oldukları için
tabakanın en altına itilmiş o güzel kadınları.
Biliyorum herkes gibi ben de suçluyum,
Çünkü bir erkeğim, sömürgeciyim.
Her ne kadar bunu bizzat yapmasam da
engel olmadığım için suçluyum.
Gözlerimi kapatınca daha çok şey görüyorum.
Kapatıyorum,
ve utanıyorum...