''yalnız kelimesi dahi bir sürü olasılık içinden kendine bir varlık bulmuşken çocuk!

güneş semayı aydınlatırken

bulutlar sevişirken engin gökyüzünün maviliğiyle

umut; ecelin kanatları arasında saklı bir hazineyken

tabut taşıyor sanki mürekkebim

ve başımı kaldırdığımda

bir isyan için mi

yoksa dua için mi 

bilmiyorum

sadece

içimdeki dağlar 

dalgalarıyla meydan okuyor okyanuslara

belki coğrafi bir karşılığı vardır bu durumun

ama 

sanırsam

tüm bilimdallarını ilzam ediyor konumum'' dedi adam ve son nefesini çekti purosundan. biraz dudağını ıslatmak için bardağındaki viskiden bir yudum aldıktan sonra odayı barut kokusu ve şimşeklerin sesini kısan bir haykırış duyuldu.