Pürüzlü bu gökyüzü.
Kuşağının renkleri gündüzüme denk gelmedi.
Gün yüzünü ıskaladı müzmin grilerim.
Bu ne rengarenksizlik böyle?
Bulutlara sarılı güneşten muzdarip günebakanlar gibi bahçem.
Aranjmanların arasında uydurulmuş bir buketten hallice kalana kadar koparıldım.
Çiçeklerin amansız hastalıklarının yoğun bakım ünitesidir vazolar, bir bardak suyla kandırıldım.
Hafızan kokumu kaybedeli çok olmuş.
Bir romanın arasında kurutulurum belki.
Boynumu kırar çevirdiğin sayfalar,
belki bu kez çiçek bir bedeni koklar.
Ve burnumun direğinden dönen sızılar,
kalbime çarpıp hükmeder mağlubiyetime...