Yeterince uzun sayarsan, bir ayın

Yirmi dokuz gün sürdüğünü bilimsel yoldan saptarsın

Bir gecede şehirlere acı çökse

Yirmi sekizinci günde kalırsın

Gökyüzünü seyreden doğulu bir fırın ustası* ve ben,

Nitekim Galileo ve Newton da yanıldı ona göre

Kraliyet Bilim Derneği’nde Bacon iledir resmimiz


Sırtımda Gide hikâyeleri

Musa’yı öldürmek isteyen firavun aklım

“Tanrısına yalvarsın bakalım”

Gecenin ucunda yağmur damlalarını

Toplayarak geçiyor ömrüm

Çıplak göğsüm umut tarlası

Ben ölmedim;

Bir gün en sevdiğim öldü

Geriye dönüp baktığımda

Alexander yanıp kül oldu

Ağlayarak bir ayet okudu Halepli çocuk


Şöyle anlatabilirim size ruhumu

Orta çağın en karanlık zamanlarında

Siyahi bir papayım

Süleyman Tapınağı’na asılı kalbim

Nereye baksam taş ve demir kusuyor gözlerim

Katılaşmış bedenler ve toz

Fante gibi sen de Toz’a Sor!

Tırnaklarınız en fazla ne kadar kanamadan durabilir?

Şükretmeyi öğretiyor müfredatlar

Oysa on sekiz yıl önce Dover’da Tanrı’yı okuldan kovdular

Öyleyse intikam vaktiydi yaratıcının

Her devrin bir başka felaketi vardı

Vezüv gibi sallanmalıydı Güney’in toprakları

Ve bu, bir kader planıydı


Yalnızca tek bir şey tutardı hayatta seni

Bu bir sır, bu bir hazine

Meryem’in kucağında doğan daha değerli değil!

Gözlerimi kamaştırıyor cebrin kuvveti

Evrim Teorisinin ışığı

Birler ve sıfırlar


İşte yaşıyorsun en büyük aşkını

Güney ırkının kan lekesi

İnsan, eşref'i mahlukat değil üstad

Titus’un kollarına sığın

İşte tam burada anlarsın


*Diyarbakırlı fırın ustası, ilkokul mezunu Abdülkadir Topkaç, hayatını yıldızlara ve gezegenlere adadı. Ay’ın arkasını görmek istedi. Yörünge hesaplamaları yaptı. Galileo’nun tezini çürüttü.