Tutturmuştum zamanında
geri gel diye.
Geldin ama
ben yapamıyorum Güngören.
Kış güneşinde oturdun bahçeye.
Süt içtin çivi gibi
için aklansın diye.
Dalga geçtin,
sızısı diner sandın.
Ağlaya ağlaya
sular taşıdın çeşmelerden.
Çeşmeler içtin,
kanmadın Güngören.
Tekmeler öptü yüzünü,
daha çok tekme istedin.
Kapılar kapandı üstüne,
hepsini kırdın birer birer.
Lağım çukurlarından seslendiler,
daha çok duymak istedin.
Hep yanlıştın,
hep eksikti hesapların.
Çok kavga ettin Güngören.
Birazdın,
sürekli dahası için yalvardın.
"Hadi," dedin,
"Bana yetmedi bu.
Daha yok mu daha!"
Gel seni uzaklara götüreyim.
Bitmemiş bir hesabı kapatalım artık.
Yırtıp derini
sıyrıl kendi içinden.
Zaten artık kimseyle konuşma Güngören.
Bırak ahraz desinler,
gülüşünün küfür olduğunu bilmesinler.
Sıyır balatayı,
bana borcun yok bundan böyle.
Sineye topla her şeyi ve ateşe ver.
At gitsin,
beni de ateşe ver.
Seninle yaşayamadığım için
özür dilerim Güngören.
Çok özür dilerim...