Zedeleneceğini biliyorsun güveninin. Hem de kişiye karşı değil, öyle bir zedelenmeden bahsediyoruz ki hayata karşı olan güvenini yitirmeyi göze alıyorsun. Öyle bir göze almadan bahsediyoruz ki bir yanın tamamen güveniyor ve sarsılmayacağından tam anlamıyla emin, kendine olan güveninden şüphe edip tüm güvenme sınırını karşı tarafta tüketiyorken diğer yarın ile nasıl bir hata yapıyor olduğundan da emin ama umudunu hayal kırıklıklarının önünde perde ederek merakla bekliyorsun. Sonuçlanmadan vardığın tüm başlangıçtaki tahminlerine, sabırsız önsezilerine reset atıyor, sanki hiç yaşamamış gibi tüm tecrübelerini göz ardı ediyorsun. Hem biliyorsun emeklerine değecek, hem biliyorsun o emek çöpe gidecek. Ortadaki çok ince bir çizgide kamarada elinde dürbün, kaptanı olduğun hayat deryasında görmek üzere olduklarınla görmek istediklerin arasında gözlerini kısıyorsun. Bir gözün görmeyi hayal ettiğini görüyor, diğeri zaten korsan bandıyla kapalı. Karanlığa karşı ışıksız kalma ihtimaline karşı kapkaranlık kalmış yedek bir göz. Olur da karanlıkta kalırsan tüm tecrübelerinle kalkacaksın ayağa, hazırda bekleyen o karanlığın içinde ışığını arayacaksın. Sol gözünün gördüğü kadar eminsin, sağ gözününse kalacağına da emin olduğun karanlık için tedirginsin. Emin olmak, içinde tedirgin olmayı her zaman barındırmaz mıydı?

Kesinlikle bir kitap cümlesinde hayat bulmuş olmalı bu cümle. Mutlak emin olduğumuz o kadar az bir kesinliğin olduğu bu hayatta bir gün doğduğun ve bir gün öleceğin kadar kesin bir şey varsa da beslediğimiz her güven ile hayal kırıklığına uğrayacağımızdır.


Bir tek ölüme güvenebiliriz, ölümlülerin sayesinde. Ölenler de uğrayacak mutlaka hayal kırıklığına. Çünkü öleceğine de güvenecek ama hep ölmeyecekmiş gibi yaşayacak, ölen biz değil güvenimiz olacak, hayallerimiz olacak. Cansız bedenlerde hayallerimiz, canlı bedenlerde beklentilerimiz gömülecek. İyi haber, cansız bedendeki nice hayalleri başkaları gömecek, kötü haberse canlı bedenlerdeki beklentileri kendi ellerimizle gömmek zorunda kalacağız. Göze aldıklarımızı karanlıkta kalan gözlerimizle görmeyi beklerken hem de.