Hani o sahneler var ya...
Aklına geldiğinde elinde ne varsa bıraktıran.
Gözünün önüne geldiğinde, acı bir tebessümle sigara yaktıran.
Derin bir nefes alırsın ağzından. Ciğerlerine dolar duman ve hava.
Film şeridi misali geçerken, bırakmak istemez gibi verirsin nefesini, yavaşça.
Her tuttuğun saniye özelmiş gibi sanki.
Verirsen film bitecekmiş gibi sanki.
Dudağında hissedene kadar, anlamazsın sigaranın bittiğini.
Yahut küllükten beyaz bir duman yükselir.
Tütmeye devam eder ucu yanmış izmarit.
Bir film izlerken gelebilir aklına,
ya da şarkının en alakasız yerinde.
Ekmek doğrarken gelebilir aklına.
Bıçak hareketsiz kalıverir elinde.
Binmek için hazırlandığın metro yaklaşırken de olabilir,
öylece bakakalırsın kapı açılana kadar.
Boş duvara bakarken hayal belirebilir.
Hiçbir şey yokken, durup dururken de gelir.
Anason kokusu alırsın, birden rakı çeker canın.
Ya da aklına bir söz gelir, koşup kağıda sarılırsın.
Bankta, veda konuşmasında, bakamazsın gözlerine.
Ya da gün doğumunu seyredersin, olacaklardan habersizce.