Merhaba saygı değer site sakinleri. Yine dertlerim ve ben. Uzun bir zamandır varoluşsal sancılar içerisinde yaşıyorum. Mutluluğu ve huzuru bulmaya çalışıyorum. Ama gelin görün ki bulamadım. Üniversiteye gidince hayatım değişecek zannettim. Yeni bir sayfa yeni insanlar yeni hayatlar dedim. Evet yeni insanlar ve yeni hayatlar gördüğüm doğru. Ama o yeni sayfayı açamadım. Tanıdığım insanlar birer insancıktan ibaret. Hiçbiri benim kulvarımda arkadaştan öteye gidemedi. Çünkü çoğunun derdi ya karı kız ya da eğlence. Bir ara dedim ki onlar benim gibi olamıyorsa belki de benim onlar gibi olmam lazım. Denedim ama olmadı. Bana ters çünkü. Eğlenceli bir insanımdır ama onların eğlence anlayışı bana hiç ama hiç uymuyor. Uzun zaman önce büyük bir hatamı fark ettim. Ben geçmişte yaşayan bir insanım. Evet, hatamdan ders almadım. Hala öyleyim. Çünkü hayatımda şu anı yaşayabileceğim hiçbir şey olmadı neredeyse. Bu sitede bir yazımda çok yakın bir arkadaşımdan bahsetmiştim. Beni bir nebze de olsa ben olduğum için seven, ya da yalnızlığını benimle gideren (öyle olduğunu hiç düşünmüyorum, yani umarım), beni olduğum gibi kabul eden, bir zamanlar ve şimdi (o bilmese de) en yakın arkadaşım. Mal bir insan olduğum için onu kaybettim. Bu konuda kendime çok ama çok işkence ettim. Hala da etmeye devam ediyorum. Bu yazıyı göreceğini hiç ama hiç sanmıyorum. Bu siteye girip de günlük kategorisini açan bir insanın derdi olur. Umut ediyorum ve öyle olduğunu gördüğüm gibi onun pek bir şeyi kalmamış gibi. Hayal ettiği üniversitede okuyor. Çok güzel arkadaşları var. (galiba). Ona yıllardır destek olan sevgilisi var. Bu hayatı o hak etti. Hakkını aldı diye düşünüyorum. Ama biz bunu hak etmemiştik. Ona zarar verdim biliyorum ama kafama dank etti. Beni hatırlıyor mu bilemem ama ben onu hep iyi hatırladım. Öyle de olacak. Anılar kafamın içinde çoğu zaman. Yurtdışında üniversite sınavına çalışırken o kadar olanaksızlığın içinde yaptık bir şekil. Kendisini çok zorladı ama sonucundan memnundur diye teselli ediyorum kendimi. Ama böyle olmasaydık keşke. Keşke bana son bir fırsat verse. Adam gibi veda etmeme bile izin vermedi. Bu bir insan için ne kadar zor farkında mı? Belki de hak ettim bu kötülüğü. Umarım hayatı da kendisi gibi hep güzel olur.

Konudan konuya atlama şeklim biraz garip olacak ama kimseye anlatmadığım şeyleri burada sizlerin huzuruna sunuyorum. Anlayışlı olursunuz umarım. Şu an beni ayakta tutan tek şeyin askerlik olduğunu düşünüyorum. Küçüklükten beri hayalim her zaman bu. Hep demişimdir; Benim yerim şehirler ve insanların arası değil. Dağlar ve gökyüzüdür. Oraya gidip herkesten, her şeyden kendimi soyutlama fikri çok güzel geliyor bana. Vatan için şehit olmayı o kadar çok istiyorum ki. Ama geçenlerde bir insan bana bir şey söyledi. Aylardır aklımda bu sözü. Şey demişti bana ''Sen şehit olmayı değil kolay yoldan ölmeyi istiyorsun. Ve buna güzel bir kalıp bulmuşsun. Kendini öldüremezsin çünkü kötü hatırlanırsın. Ecelini de beklemek istemiyorsun. Güzel bahane.'' Bu laf bana çok koydu. Aylardır düşünüyorum. Acaba gerçekten de öyle mi?


Bunlar bu yazı için son sözlerim. Bu yazıyı okuduysanız eğer buraya kadar, Duman'dan ''Haberin Yok Ölüyorum'' müziğini açar mısınız lütfen. Bir sigaranızı yakın ve dinleyin. Evet, haberin yok ölüyorum. Saygılarımla.