-*-
-Hezeyân-
Her güzel teyemmüme niyet
Nehrimin can kenarında
Sen bundan
kabûl isen
razıyım -n’ederim
-0-
Canım
İçimden gelmiyorsa
İçimin gittiği bir yer vardır
Götürdüğün ben ve getirmediğin geri
Sen bundan
Razı isen
kabûlüm
-n'eyleyim
-1-
Bilmezlikten gelmişçeyi senin kadar iyi konuşamıyorum
Gülmek makyajıdır hüznün diye bir fısıltı
Bir kırmızı terk dudağıma apânsız
Düpedüz ve yapayalnız iğde kokuyorsun
Ki âh
Gece inmeden de özlenebilir güneş
Ve çizilebilir reng-î mâ bir LÂ
Simetrik ilâ kufî - kâlbin tam ortasına
Kollarını s’andıran
‘Onlara korku yoktur’ yazılı kanat sesleri diye bir haykırma -üzülmeyecekler de
Lügâtimiz daralınca yeni bir çiçek adı müellifisin bahçemde
İçimiz daralınca yeni bir mavi adı
Alnıma sen dokun yalnızca
Yüzün kadar bir ülke söylesin Endülüs
Savaşımız yalnız
ve küfre inat
-ince elek
büyük taş-
Bağdat’tan Kurtuba’ya
Hayber diye haykıran fırtına
Söz kamaştırıcı yüzün ve farkındaki tüm şiirler
Soluma dayalı kâlp ağrısı
Mağribî karanfilim sürgün
Maveraünnehir uzağında
Atlıkarıncalı eytam parkı
Mehcûr şehrimden gülüşün bana
Dizimde taşıdığım kabuklu düşmeler
Kirpikleri Felluce dişleri bileği taşıdır
Bir bunu anlatabileydim yeterdi bana
Sivrilttiğim bütün âyetler bir mümîn kuşanışıdır.
-2-
-Kâmtarirâ-
Çölde gassâlın biridir şimdi
Yüzü yere
Deli’k kâlbi kabzına d’eğik
Gitmesi için tüm aşkları meşru kılınansın
Sevme hevesiyle yeltendiğim her hatırlayış
Bütün bakışlara hâlel
Tüm yanışlara helâl
İşte
döndüyse sırtımı
Düşüyordur adından
Nasıl sussam bilirdi
Değildi hüznümün adaşı
Bir eve ve unutuşa kapısından aralanmak
Sahi neydi bulmanın anlamı
Gözyaşları altında yirmi bin timsah
Mayıslara sürüdüğünde begonyalar düşüren
Ayakların kadar güzeldir ezdiğin bulutlar beyazı
Omzun çevirirken sakındığım dağları
Yüzüme bakmamak da çok en sana yakışıyor
Keserken ümidimi susmuşluğun en tazesinden
Senden sonra biz ki
Yanmışa
Yenilmişe
Dağılmışa hayran
Çünkü her bahrî söyler
Bilir ki
Virân eylenmez
Virân olunur
Döndüğünde sırtımı sen
Pusu ânı kolluyor
yırtıcı ve tetik
Pusat başı paslı kesemez
Usturlabı pusulası şaşı gidemez
Bigâne bahrî’den bu yana böylesi
Nasıl derler
Yaşamamış berisi
Gece yangını bir bakarak aydınlığı
Sabah zannında çehresi
Gitmek parkasıdır yağmurüstlerinin
Sevmeye niyetlenmek kadar intihâl bulaşık
İntiharı bileğimden evvel gözlerinden çektiğine z’âhir
Beniunutma kırmızıdır meselâ
Unutmabeni
Maviz
.
-3-
-Sarfınazar-
Gitmek sızısından dokunmuş trenler hepsi
Sevda yenilmişliği kalanında
Bir meydanın savaşında
Gül donukluğu gibi çakılmış iki dişim arasına
Görülmeye geç bir çocuğun künyesi
yazılmışları kaybet
bir öğle sonuna ısmarla b’izsizliği
benden keşke bir sonraya
susulmuşlara hayret
Gam tarar buklesini tebessümden sarkar sevincin
((..Gâmtarirâ..((
Sırtına susmaktansa saçlarını örme istenci
Değil mi ki darmalayıp dağıtan ateşi
Yalgın mahpusluğun kaldı d-ursağımda
Şimdilerde
Nefretimden şikayeti olmayanları
Aşklar ile tedirgin ediyorum
Tutarı yatarı yok
S’apansızım
/gülmezsem hasan abi üzgünüm sanıyor/
Bir ayna arıyorum
Bakarak sır önü elde kan
Sunmak derdim kaçmadan aksim
Gururu alçılıyorum
Üstünde varamayışın ıslak imzası
Isıralım diyorum göğü düşünmeden
Isıralım ân yeşili bir elmayı
Bir kovanı cezbedemeden geçiyor vakt
Çiçeklensen kaç yaşarsın suâlin
Sırtıma sıvalı çamur
Gül fidesi baştan beri bu hâlin
Üzgünüm pelitim -yağmur benim değil
Lâubali taş açıkça kafesinde
Üzgünüm pelitim çiçeksizim
)gârib meşe(
Yağmur değil benim
Çokça geçkin
Çokça küskün
Üzgün
babamın duasını hangi gün hangi âh tutuyor
-Vâğfu’anna-
hangi günahım yutuyor yağmadan rahmeti
-Vâğfirlena’-
ve neden tevbelerim mi yitik
dalgınlığım toz
-Vârhamnâ-
-4-
-Feverân-
Her güzel teyemmüme niyet
Nehrimin can kenarında
Sen bundan
kabûl isen
razıyım -ne derim
…
Çölleri ve kurumayı yazıyorsam ha bire
Ne yosmaların çıkardığı göz
Ne babaların gittiği özür
Kalkışmak bir aşka safderunî
Bu suçu toptan harlayan
Hepsi ve her şeyiyle -benim
Benim güzeli görüp heveslenen ümitsizliğim
Ah batasıca en dibe
Bırakmam gereken yerdeyim
gassâl bulmaya niyetli
bir çölün tam ortasında
Bırakmam gerekenler yerde
Tevekkeli değil
Tevekkülî tebessümdür bu işlediğim
b’ilmek s’ilmek
gitmek gitmek
Cere’yân
-Pestenkeranî:-
Şöyle ki kancağzım
Senisevmiyordeğilim
En ön sıradan
Onsra
Al bu şiiri
Bengidinceân’lâ
Esrikgülüş
Eşkingidiş
Aşkınbitiş
Çölü ummana söndüren
-5-
Bırakmak
;
kapısı
,
gülsüz
bahçemin
,
bildim
.
Kâlbe eğik bir LÂ’L kesilebilir
İşittiremediklerimin en saklısına
Kâlbi sıkışabilir doğrudur ama
Namludaki son sürgünü
Doğrultmuyor -karavana- as’LÂ
...
Canım
İçimden gelmiyorsa
İçimin gittiği bir yer vardır
Götürdüğün ben ve getirmediğin geri
Bir yer
...
-(!)-
-Zeytinliktekiyangın-
Yer
Hadramevt
,
Sırtı
Umman’a
Dönük
Bir
Zeytin
Ağacı
Vardı
:
Zeyt-i Hâr
Gövdesi Nâr
İn-Tîn-Hâr
.
Rüzgâr
Artık
Buradan
Esiyor
.
Zıhâr
Etmemişti
Oysa
Sevdayı
Eğnine
...
- birdarbebinhabbe -
Paranteziçindeünlem
Dönüyorsırtımıdünya
Kanasamrahatlayacağım
KanaYamayamıyorum
Kanmasamrahatlayacağım
Kanayamıyorum
Kanasamrahatlayacağım
Kanayamıyorum
¡Firâran-Felâha!
.
Mirza Şâmil.
Mayıs'24
.
Fensûrnâ
.
Abdullah SÖZAL
2024-05-26T21:50:21+03:00Oğlum ne yapıyorsun sen…… kendinden git bir-an. Baban
Mirza Şamil Sözal
2024-05-25T18:15:47+03:00Yorumlarınız çok kıymetli, teşekkürler..
Server Fethi
2024-05-25T11:54:38+03:00İyi şiir cidden. Tebrik ederim
Mehmet Metli
2024-05-25T03:28:51+03:00Pek güzel bir şiirdi, altı bolca çizilesi. Kaleminize sağlık.