"Keşke "Velini çağır" diyebileceği bir okulda çalışıyor olsaydı. Ama bu okuldaki öğrencilerin velileri genelde ellerinde AK-47'lerle gelir ve "Sana iyi bakıyor muyuz, hoca hanım?" diyerek istedikleri anda kötü de bakabileceklerini belirtirlerdi. Bu okulda tembel, yaramaz, kötü ya da haylaz çocuk yoktu. Bu okuldaki çocukların beyinlerini yıkayan ajan öğretmenler vardı. "Bebelerimizi bizden koparmaya geldiler!" denilen öğretmenler vardı. Babaları devlet ile savaştığı için tutsak alınmış olan çocuklara sosyal bilgiler, matematik ve Türkçe öğretilerek işkence ediyor, çeşitli ödevler ya da yazılı sınavlarla ırzlarına geçiliyordu. Evlenme yaşı çoktan geçmiş olan on dördündeki bir kızın, kocası olacak yaştaki erkek hocalarla ne işi olabilirdi? Dinen de caiz değildi bu okullar."