Müren, karaları sevmedim, dağlarına değin benimle taşır, dedi

Alnımı aşınca ona, dur, dedim

Cıvdı Müren sonra bana, seni öldüreyim, dedi

Al benden de isteğini, yüreğim kalsın, dedim

Rahatına olma düşkün, bir de böyle dene, dedi

Canım değil sakladığım, içimdeki yangın, dedim

Ağca Müren yaktı, yaktı kül etti beni.

Uzunca kaldığım koca dağın tepesinde duyuluyor esen rüzgarın taşıdıkları

Zaman kendi etrafımda dönünce eriştiğim bir anı kendine denk tutuyor

Ağzım kapalı, gözlerim katılaşmış bir toprak parçası

Yüzümden akan tüm önemini yitirmiş demirimin pası

Seni düşlüyorum

Evrenin ket konduğu hangi noktasını gösteriyorlar, oraya gidiyor, seni buluyorum

Nalların altından yükseliyor sesin, duymak için tüm şahların altında eziliyorum

İşlenmiş, olabilecek en yüce doku

Suların korkusuyla durmuyorum

Esrik buzlar içinde, kan kaynatan gezegenlerin yüzlerini resmetmişler

Ve bu büyük bir rakam ediyor, kapsamı niceliğinden öte

İyice iniyorum en diplerine, seni görüyorum

Yangınım yeniden gürlüyor ve sonra, tüm dillerin hayvanına dönüşüyor

O yüksek dağın tepesinde bir kez daha yanıyorum

Raksımın en orta yeri, senin olabilecek en sen gövden

Uğralar fışkırıyor her söylenenden

Mıhladıkça beni göğe sana yayılıyorum