Benim için Halide Edib Adıvar'ın tek iyi romanı Handan. Bu romanı dışındaki diğer romanlarının bazıları -Vurun Kahpeye ve Ateşten Gömlek- beni ağlatmayı başarsa da hep bana çok yavan gelmiştir. Milli Edebiyat'ın böyle bir sıkıntısı hep var bence. Bu Roman da Milli Edebiyat öncesi bir eser. Tesadüf mü? sanmam. Peki neden beğeniyorum? Hemen kitabın özetiyle açıklamaya başlayayım.


Refik Cemal, Neriman diye bir kızla izdivaçını sağlar ve onunla evlenir. Neriman'ın Handan adında yanında cariye olarak kaldığı ailenin bir kızı olan arkadaşı vardır. Neriman Refik Cemal'e sürekli Handan'ı anlatır. Ardından tayini çıkan Refik Cemal, Fransa'ya gider. Neriman'la bir süre ayrı kalırlar ve orada Handan ile tanışır. İlk başta Handan'ı çok sıcak karşılamaz ve onu garip görür Refik Cemal, sonraları Handan'ın onun gibi içtimai konularla ilgilendiğini görünce sohbetleri sıklaşır. Neriman Refik Cemal'e Nazım adlı frankafon bir hocanın Handan'a dersler verdiğini ve Handan'dan hoşlanıp ona evlilik teklif ettiğini ama Handan'ın kabul etmediğini söyler. Sonra Nazım ölmüştür. Nazım Refik Cemal'in ve Server'in arkadaşıdır. Bunu öğrenince Refik Cemal Handan'a daha da çok sinirlenir. Sonraları Neriman Refik Cemal'ın yanına taşınır. Ve dostluklar ilerler. Handan Hüsnü Paşa adında bir adamla evlidir. Refik Cemal Handan'ın Hüsnü'yü nasıl sevebildiğini anlayamamaktadır. Hüsnü bir metres ile Londra'ya kaçar. Handan'dan üç ay sonra döneceğini bundan dolayı onu beklemesini ister. Handan bekler ama hastalanır. Hummalı hale gelir. Neriman bu sıralar hamiledir bu yüzden evine taşınan Handan'a Refik Cemal bakar. Handan tamamen hafızası kaybolmuş hale gelir. Hüsnü Paşa Handan'ı görmeye bile gelmez. Sicilya'ya Refik Cemal ile giden Handan tedavi olur. Tedavi olduğu süreçte Refik Cemal ile bir aşk yaşar. Hafızası tamamem geri gelince Neriman'a yaptığı ihaneti kaldıramaz. Tekrar hastalanır bilinçli bir biçimde ölür.


Handan'ın "güçlü kadın" imajından dolayı bu kitap hep feminist yorumlarla açıklanır. Bence pek de öyle değil. Bu bir İttihat ve Terakki eleştirisi benim için.


Handan kültürüne bağlı olduğundan bütünden Avrupalaşmayı reddetmiştir. Yani Nazım'ın onu yapmak istediği sosyalist idealist kadını reddediyor. Ve Osmanlı'ya yani Hüsnü Paşa'ya varıyor. Ammavelakin bir aydın olan Handan yerine, Hüsnü, Fransız metresiyle ilgileniyor. Yani Osmanlı hanedanının Batı hayranlığına kapılması velakin Tanzimat'ta aydınlara çektirdiği çile diye düşünuyorum bunu. Handan her şeye rağmen Hüsnü'den umudu kesmiyor. Namık Kemal'ler gibi. Hüsnü bir süre sonra Handan'dan farklı ülkede yaşıyor, bu bana sürgün alegorisi gibi geldi. Ardından Hafızası silinen Handan bir inkilapçı gibi Refik Cemal'i sever ama geçmişiyle bağlantısını koparan inkilap yaşayamaz. Handan tekrar hastalanır ve elemden ölür. Handan hasta olmadan geçmişiyle yüzleşseydi ve Refik Cemal'i sevseydi her şey hallolabilirdi. "Din artık, ey rüzgâr. Estiğin yer, boş bir harabe." Handan'ın öleceğine yakın yazdığını notlardan bir cümle. Hanedan yağmaya uğramış, parçalanmış ve hiçbir şeyi kalmamıştır. Buna benzer bir olayı Halide Edib kendi Kurtuluş Savaşı deneyimini yazdığı "Türk'ün Ateşle İmtihanı"nda da anlatıyor. Halide Edib kendi iddiasına göre Sultanahmet söylevinde iki yüz bin kişi topladıktan sonra saraya, padişahın huzuruna çıkmak için, gider. Padişah onu kabul etmez. Halide Edib saraydan çıkar ve yürürken bu sarayın zamanında o büyük imparatorluğun temsiliyetinden çok uzak olduğunu bize söyler.


Handan ismi Hanedandan taraf olarak yorumlanabilir. Hüsnü ise İttihat ve Terakki'nin hanedana olan iyimserliğini simgeliyor olabilir. Hüsnüzan çağrışımı yaptı bana. Nazım'ın Fransa'da eğitim alması, Neriman'ın Fransa'ya giderek mutlu olması, devrim memleketi olan Fransa... Ve Hüsnü Paşa'nın Londra'ya metresiyle kaçması... Muhafazakarlığın ve saltanatın merkezi Londra... Yani Hüsnü Paşa Londra'ya metresiyle kaçar. Handan Fransa'da kalır. Reformist olan Jöntürklerin başaramamasını ve Hanedana olan saplantılı bağlılıklarını çok güzel anlatıyor. Hanedan kendisini bir şekilde koruyor. İktidarı verse de statüsünü koruyabiliyor.

Handan ,yani Jöntürkler, sıradan halktan ,yanı Neriman ve Refik Cemal'den, koptuğu için Hüsnü Paşa'ya ,yani hanedana, saplantılı olarak bağlanır ve ölür.