Kaçıncı milat bu ömrü bölen ağır ağır.
Yeniden yazıyorum kullanılmış satırları.
Alsam başımı, ufka çevirsem
Geriye dönmek için çırpınışım hatırlanır.
Felaket
Çağır beni,
Artık silkele
Omuzlarım senin olsun.
Ben bu yükün
Dilini çözemedim
Bırakayım da
Kölen olsun.
Bunca his bunca yadigâr
Hangi kutuya, hangi sandığa sığar
Yükümü sırtıma vurup
Gezdiğim diyarları
Topuklarımda biriktirdim
Yolları ve kahırları.
Saatler suskun, takvimler pusuda
Hiçbir lahzaya güvenim yok
Beni iki kere vurdu iki güvercin
İkisinde de kalbime yöneldi
İki kurşun kalbimde,
Birini saklıyorum.
Artık kurşunlarımı
Bir madalya gibi topluyorum.
Bir iç döküş
Ya da
Derdimin önünde diz çöküş
Ondan kurtulamayacağımı görüşüm.
Kime ya da neye
ve de ne zaman
Sorularımı terk ettim
Acımasız bir hayale dönüşüp
Boş ver inlesin hala çırpınan tarafım
Ben artık kulaklarımı kendime tıkadım
Teslim oluyorum,
Sana kendimi getirdim
Kaderimden de kederimden de alacağım yok
Sana teslim oluyorum
Al çırpınışımı sustur,
Al bu yaralarımı yontup
Gafletin gözleri gibi
Benden bir an önce kurtul.
İrem Kılıç
2020-05-30T18:12:13+03:00Çok teşekkür ederim 😊
Mehmet Gökgöz
2020-05-26T02:27:25+03:00Tebrik ederim epeyce güzel olmuş. Birkaç güne şiirin altı yorum ve beğeni dolacak gibi hissediyorum. Yazmaya devam ediniz lütfen. 🎈
Esrik
2020-05-26T00:34:45+03:00''Artık kurşunlarımı
Bir madalya gibi topluyorum.
Bir iç döküş
Ya da
Derdimin önünde diz çöküş''
Elinize emeğinize sağlık. Hoş bir ahengi var şiirinizin.