Bir ormanın zeminine düşen yaprak gibiydim.
Yurdumdaydım ama evimde değil
O kadar istenerek çiğnendim ki yerimin, ayaklar altı olduğuna inanmaya başladım.
Oysa yeryüzünün süsü olan ağacın
sureti bendim, sireti hayat.
Elden ele gezen bir aşk mektubunu andıran
bir ucuz yazı gibiydim,
Gittiğim her yere fazla gelip
Olduğum her yerde daraldım
İki gönlün birleşiminden, düşük doğan bir aşk gibi,
Düştüğüm gönüllerde yük,
Döküldüğüm sözlerde küfür oldum.
İnsana yaslanan, insanla paslanır dediler
Mademki cevheri benden buna yas’lanmaz dedim
Şimdi kendi pasıyla çürüyen ama ölmeyi beceremeyen bozuk bir lirayım.
Ve artık sıradanlaştım
Çünkü düşünerek kaybedecek bir sermayem olan aklım kalmadı.
Artık anlıyorum
Hayat, ölümle “ölümsüzleşir”.