Yok olup gidecek ne çok parçadan müteşekkildir varlığın

kalbinde üç kuruş ikramiye, cebinde makbuz

duraklarda kimsesiz kalmış bakışların

ayakların senden evvel inmiş dünyaya

yerle yeksan hâlâ başın


elinde birikmiş sigara kokusu

sınıfsaldır herhalde onurun

taşı sıkıp suyunu çıkaran diye bilirler

yalnız burukluk sana atadan mirastır

onun için sana hep ezilmişlik yakıştırılır


ne yapsan getirememişsin iki yakanı bir araya

yeni elbiseler bekleyen çocuklar var ensende 

okutulan, okunan onca kitap ne işe yaramış 

hiç bilememişsin gerçekten varlığın niye... 

bazen ölmeyi dilemişsin, yığılıp cinnetine 


adın hangi zikrin devamında gelir 

hangi şeyin yüzü suyu hürmetinedir akan terin 

bilsen gerçek midir buna biçilen değer 

neden hep sadece ellerini taşır ceplerin 


yakarışındır senin dilindeki her küfür 

doğrusu nefretinden başka nedir diri olan 

eski bir tarihtir artık o salyalı gençlik edası

çehrende yalnız bu heyecansız hengame görülür