Herkesin var bir umudu. Kimisininki masmavi umut dolu, kimisininki olabildiğince beyaz.


Herkesin vardır bir beklediği gemi. Bazılarınınki hiç dönmeyecek çünkü batmış çoktan. Bazısı yolu yarılamış ama rotasından vazgeçmiş, alabora olacak gibi. Kimisininki ise dönmek üzere.


Herkesin vardır bir masalı. İnandıkları masalları yüreklerinde taşıyanlar ya da o masalı bir daha okumaya da anlatmaya da yürekleri elvermeyenler.


Herkesin var bir şarkısı. Ya sürekli mırıldandığı ya da dinlemeye cesaret edemediği.


Herkesin yine vardır bir kitabı. Bazısı elden düşmüyor, bazısı ise satır satır kahrediyor.


Herkesin var bir yolu. Kimisininki çiçek kimisininki hep diken dolu.


Herkesin var bir rüyası. Onunla heveslenip hayata tutunduğu ya da yaşamaktan korktuğu.


Herkesin var bir sakladığı. İçinde hep yaşattığı dışarıdan belli edemediği.


Herkesin bir yıldızı var. Onunla parladığı ya da çoktan vazgeçmişler parlamaktan.



Sen, biz, o ve hepimiz aynı cümlede geçebiliriz ama ayrı yollardayız. Aynı rüyalar görsek de ayrı sabahlara uyanırız. Aynı yıldızlara baksak da ayrı masallara inanırız. Aynı kitapları okusak da ayrı satırlara vurgunuz. Aynı gökyüzünün altındayız ama ayrı yerlerdeyiz, birbirimize ulaşamayacak kadar uzağız hem de. Aynı şeyleri yaşarız yahut ayrı kalplerdeyiz başka bir deyişle aynı limandayız ancak beklediğimiz gemiler ayrıdır nihayetinde.