Fısıltılar eşliğinde damollalar
Tekkelerin kısık ışığında duyurdu
Vatanın çürüdüğünü
Çapullar içindeki altın gözlü çocukların yangınını
Bu dünyanın kara giysili aydınları söndüremez
Parçalandığında koltukları
Kimse onların ıstırabını dindiremez
Ki onlar ıstırabın yüzyıllara yayılmış müsebbibidir
Adları değişir, önündeki sıfat değişmez
Kimse onları sevmez
Taşkent’ten uzanan sevda sözleri
Gözleri kör Huda âşıklarını geçti
Şarabın gözü kör ettiğini bilmeden önce
Yitip giden gençliğe üzülmez idim
Taşı toprağı yaratandan
Sırtında çöp toplayan çocuğu kurtaracağı gafletine düşerdim
Soğukla dövülen dar ve mat duvarlarımda
Taşların altında kalan Acem çocuğuna ağlar
Buhara’da dili silinen şairler için gama düşerdim
Lev’i garam olurken
Kitabı çalınan kızı unuttuğuma yanarım
Sensiz olmaz tabii ey bülbül
Gülşenimizi yakar geçersin elbet
Öksüzlerin bir damla yaşı
Bizim cennetlerimizi harap eder
Tüylerin azar azar göklerimize düşer