Özgürlüğümü emanet ettim karanlık saatlere.

Viran olmuş gecenin bağrında dökülmüş gözyaşları darmaduman etti yüreğimi.

Hüzün süzüldü ince ince gökyüzünden...

Derbeder olmuşçasına ruhumu yaşamak hasreti vururken, kendimi kaybettiğim sokağın ortasında kayboldum kaldım.

Ne kadar kelam ederse etsin içim, susmadı.

Kelâmlarım terk etmedi içimi.

Yılların buhranını taşımış yüreğim,

Ve yıllarca susmanın acısını çıkarıyordu dilim...

"Ölüp ölüp durmakmış işte hayat, ne savaş verdik." dedi içim.

Bulamadım cevap.

Sahi bulsam ne olur; cevaplansa da onca soru, acı gitmez.

Acı bitmez.

Bilmemiş ruhum.

Daha nasıl dayanılır bunca acıya, bilmemiş. Bilmek istememiş.

Susmuş o da yangınıyla ölmüş kalmış...