Kanlı gözlerimle dörde katlarken uykusuzluğumu
Rahmet dolu yastığımda huzursuzluk
demirden dikenlerle ürperiyor.
Gece gündüzün korkak bir gölgesi,
Bu tatlı his sükunetin sesi.
Gölge her işgal edişinde çirkin gövdemi,
Kaçmak istedim,
Türlü musibetlere sarıldım
Ve farkına vardım,
Namlunun ucu soğukmuş
dün gece öğrendim.
Sandığımdan daha korkakmışım
Dün gece öğrendim.
Yaşamak benim cezam, sürgünüm
Kirpiğim kadar yakın,
aynı zamanda sen kadar uzak
Kafamı çevirdiğim her düşünce
ayrı bir tuzak.
Şimdi hatırlıyorum yarını,
dünün birebir aynısı.
Dün gece öğrendim,
postane buraya dokuz yüz kırk üç adım.
Sana yazdığım mektuplar hep yarım.
Farkındayım hasta şiirler yazıyorum.
Hep aynı şeyleri farklı kelimelerle anlatıyorum.
Elimde değil, bu benim
cevaplanmamış sorum.
Dün gece öğrendim,
her gün şafakta mavi bir kuş
pencereme geliyormuş.
Demir parmaklıkların ardında bir köleye özgürlük şarkıları söylüyormuş.
Bizim bir dün gecemiz olmadı, ne yazık,
Oysa unutmazdım asla
İçimde bir şair var kolları kırık
Sana yazdıkları eriyor mürekkepte,
Unutmamak için defalarca tekrar tekrarettiği kafiyeleri var.
Dün gece öğrendim,
Telafisi yok
Bu mahkûmiyetimin her metre karesi zarar.
Yusuf Ali Tuğlu
2020-04-17T16:59:03+03:00Çok teşekkür ederim. Yapıcı bir eleştiri hoşuma gitti. Dikkat edeceğim.
Muhammed Dalpalta
2020-04-17T00:22:17+03:00Kardeşim eline sağlık. Öncelikle şiirinde bazı kafiyeler kulak tırmalıyor. 'Yaşamak benim cezam, sürgünüm/ İçimde bir şair var kolları kırık' bu dizeler şiirin havasını çok bozuyor. Onun haricinde vermek istediğin duygu ve düşünceyi başarıyla vermişsin. 'Demir parmaklıkların ardında bir köleye özgürlük şarkıları söylüyormuş.' bu dizeyi beğendim. Şiirin kesinlikle kötü değil. Umarım eleştirim canını sıkmaz.
Muhammed Dalpalta
2020-04-17T00:17:38+03:00'Hep aynı şeyleri farklı kelimelerle anlatıyorum.' bu zaten edebiyatın özeti kardeşim.