24 Ekim 02.35
Şu sıralar epey keyifsizim. Birçok şeye koşturuyorum ama ben koştukça içimdeki boşluk da büyüyor, anlayamıyorum. Eskiden daha kolaydı hayat. Eskiden, büyümemişken henüz. Bir şekilde mutlu olabiliyordum çünkü bir gün bahçem yeşermeye başladığında mutlu olacağımı düşünüyordum. Oysaki o iş pek öyle değilmiş. Öncelikle bahçe için emek lazım, ter lazım. Tamam, ben bunu yapıyorum artık da hani nerde mükâfatı diye sorduğum noktadayım şimdi, olmuyor işte ne bileyim. Büyümek cidden zor iş. Anlamak bir şeyleri, daha net görmek.
Kendimi kabullendikçe, hatalarımı fark ettikçe daha da zorlaşmaya başladı hayat. Neresinden tutunacağım bu hayata bilmiyorum. Aslında hiçbir şeyin anlamı yok ki. Anlamı yolda bulma kavramı var bir de. Bulana kadar böyle debelenmek mi lazım illa. Ne zor iş yaşamak, her gün bir şekilde kendine yetmeye çalışmak. Sana verilen rolleri oynamak. Çok sahte. Neden kalamıyoruz çocuk masumluğumuzda. Neden her şeyi berbat edip, geçip geçen günlere ağlama kaderine sahip insanoğlu. Ah bir bilsem, bir bilseydim böyle olacağını. Bir bilseydim ufak şeylerin bile bir kasırga yaratıp, o kasırgada seni de beni de yutacağını. Yapar mıydım hiç böyle?