İşleniyor henüz zihnimdekiler kalbime kazınmış olsa da. Yanlış şeyleri üzerime çekmeyi başardığım doğru. Kokulu bir çiçek gibi, böceğim eksik olmuyor. Açtıkça, soluyorum da. Öyle çok hikaye var ki içimde, kaç katman olduğunu saysam bitiremem beni. Uzun sohbetler gerekir ve çokça merak. Beni bi bedene sığdıramazsın. Nasıl bakacağını öğretmeden gözlerine, beni göremezsin sahiden. Çünkü ardıyım ben onların. Böbürlenmiyorum ama iki kelimeden fazlasıyım işte. Bunun için yaşıyorum ya bunca şeyi. İçinden geçiyorum acının. Şahidimsiniz, kaç geceyi zor sabah ettim korkudan, yalnızlıktan. Sevgisizlikten dilendiğim oldu. Pervane gibi dönüp durduğum, yaklaştıkça öldüğümü unuttuğum oldu. Kendime küstüm çokça, bedenimle bağımı kopardığım oldu. Öfkem vardı bir ara. Parçalamak, yıkmak istedim her şeyi. Güçlüydü bu duygu hepsinden. Hatta beni en çok koruyan yanımdı bu. Hepsi geçti. Ya da söndü işte zamanla. Herhangi bir duygudan fazlası olduğumu bilmesem, onları bırakabilir miydim ardımda? Milyonlarca ampul yanıyor zihnimde her gün, bunlar dokunuyor genelde yüreğime. Ağırlık oluyor, hüzün oluyor, kaygı oluyor, bazen neşe bazen coşku bazen şehvet oluyor. En çok tutkuyu seviyorum. Çünkü o bi bağ içeriyor. Ama çok az şeye duyuyorum bunu. Ya da göremiyorum o potansiyeli. Hani herkesi sevebilirim diyordum ya, sevemezmişim. Bazen sevgiyi de abartıyorum her şey gibi. Aslında sıcaklık hissi işte. Tebessüm. Yüzünün ardını görebilme kabiliyeti falan. Büyüdükçe düştü sevebilitem. Artık güm güm atmasını beklemiyorum kalbimin. Çünkü bu da aslında travma. Ama yine de sevemiyorum dümdüz. Bilmiyorum belki huzuru tanımıyorum. Önümdeki en zor hedefi seçip üzerine yürüyorum. Yürüdükçe mahvoluyorum. Her duygu yüzeye çıkıyor, yanıp sönüyor, durmuyorum, durup bi dk diyemiyorum, devam ediyorum, içinden geçiyorum. Her bir duygunun hakkını vere vere ilerlediğimden, baştaki benle alakası kalmıyor sondakinin. Ben ilerliyorum. Ben savaşıyorum. Sen şimdi bana sahiden korkak diyebilir misin? Ya da hassas? Her anı yaşamak her yiğidin harcı değil. Ben iddia etmiyorum yenilmez olduğumu. En iyisi de değilim hiçbir konuda. Ama geçmeyi biliyorum. Düşmeyi, yara almayı, kaybetmeyi ve aşmayı biliyorum. Devam edebileceğimi, ardımda kalacağını biliyorum. O zaman ne yenebilir ki söylesene beni?
Şimdi içimde ağır bir taş gibi sürekli düşünmeye iten o tatlı acı, yarın belki iyikim olacak. Hayal kurarsam güzel senaryolar yazabilirim de. Şayet hislerim nasıl çiçek, nasıl coşkulu... Ama ziyan olacaklar. Harcayamam ki kendimi öyle fütursuzca. Geriye kalan tek şey kendimim ya hani, o kadar kıyağımız da olsun bana :)
Güzel şeyler dilerdim herkes için. Ben hep iyilik timsali oldum çünkü. Ve istemiyorum da aksini. Bana kıyacaksınız. Canımı yakacak, umursamayacak, görmezden gelecek, beni yok sayacaksınız. Ama ben düştüğüm yerden kalkıp yine iyiliği seçeceğim. İçimde karanlık barındırmadan devam edeceğim. Çünkü eğer ben varsam, en az bir tane daha olmalı benim gibi. Yoksa da canı sağ olsun dünyanın. Ben kendime de alıştım :)