Yüreğimi astılar bir garip iğde ağacının altında.
Artık yüreğim iğde ağacı; iğde ağacı yüreğimdir.
Elimdeki kara kuru hasretle büzüşmüş iğdeler,
Tohum salıyor, yalnızlıkla çiylenmiş parkın,
Gri çökmüş, öksüz ve kırık salıncaklarının yanına.
Gözlerim buhranlara kaymaktan sulanmış,
Ve sarmalamış kollarım kemikli ruhumu.
Son kez âmâ damarlarına kor bir mil gibi,
Zerk ediyor uyanış.
Kulaklara salınıyor evden eve bir yakarış.
Ve ben asfaltlarda sürünmekteyim.
Artık içimdeki kurtlar kemirmiyor içten dışarı.
Başka insanlar bulmaya iyice şişmiş, gidiyorlar.
Yine bir iğde ağacının altında, kendimleyim.