Sırtlarına ölüm vurulmuş ihtiyarlar
Yokuşlarında ölümün, hayatı ısmarlar
Anlat ihtiyar, karanlık geçmişi dinletelim
Geçmişe tıkanan kulakları inletelim
Doldur sıkı bilekli çocuk geçmişin karanlığından
Üstüne su dökelim ölümün ardından
Ölüm burulmuş, ihtiyarlık dilinde bahtiyarlık
Nebatat, ölümle gide gelen bir seyranlık
Hakikat, yüz güldürmeyen bir umman
Yüzü gülemeyenler, top yekûn duman
Çağırma onları, yalnız odalarına, eşyalarına
Onlar sevmez bakmayı, isli aynalarına
Anlat bana, geçmiş, gelecek, ne varsa anlat
Gözlerine mıhlanmış bakıyor hakikat
Karanlık geçmişe kulak tıkıyorsa insanlar
Anlat, bana anlat, ben dinlerim seni ihtiyar