Hayat iki tepe arasında geçen süredir,

bir tepeden diğerine,

yokuş üstüne yokuş,

sanma ki tepenin sonu iniş,

yine yokuş hep yokuş,

hafifleyen ayaklar,

zorlu tepenin habercileridir,

aldanma inişe,

var git yoluna,

önünde yine yokuş hep yokuş.

acı, zorluk, keder...

her tepede yeni bir küfe,

boşalttım diye sevinme

zirveye varınca,

var git yoluna,

yeni küfeler seni bekler.

Bütün küfeleri sırtlayıp,

kurtuluşa ermek...

Sakın ola bindirme küfeleri üst üste,

o zaman hayat iki tep arasında zulüm olur.

Sakın ola arkana bakma,

göreceğin tek şey,

yine yokuş hep yokuş.

Sana,

iki tepe arasında sıkışmış bir yolcu nasihati,

sakın ola durma!

öyle bir nokta ki bu nokta,

tam orta,

önünde çıkılmayı bekleyen yokuş,

arkanda inilmiş gibi görülen yokuş,

çıksan gücün kalmamış,

dönmek istersen iniş olmuş yokuş...

Öylece kalakalmak,

hayat devam ederken

iki tepe arasında sıkışıp kalmak.

Vurdurulmayı bekleyen araba misali,

zirveye kadar itecek elleri beklemek...

Sonra mı?

sonra yine yokuş hep yokuş.

var git yoluna,

hayat iki tepe arasında...