Bölüm 4
Nereye gideceğini bilmeyenlerle dolu bir tren.
Hiçbir şey konuşmadan vagonumda oturan yaşlı bir adam.
Oda arıyor bir sebep demek?
Ne zamandır arıyor acaba?
Boş verelim en iyisi, oda bilmiyordur belki.
Sahi o değilde ben ne zamandır arıyordum?
Düşünüyorum da yok hiç zaman kavramı.
Kaç yıl oldu bilmem, umursamam da. Bulduğumda zaman belki çoktan geçmiş olacak fakat neden aramaktan vazgeçeyim?
Sessizce ilerleyen vagonlar, sessizliğin eşlik ettiği insanlar.
Kimse mi konuşmaz yahu?
Kimse konuşmaz bu trende, herkes düşünüyor, kimi arıyorum, neyi arıyorum diye.
Eyvah! Kaçırdım ikinci durağı.
"Durun durun" tekrar o genç
"Ne istiyorsun?" laubali davranışlarıyla bir genç, tamda beklenen gibi.
"Kaçırdım ikinci durağı!"
"Hay Allah, bu trendeki herkeste durak der istasyona in haydi"
"Fakat nasıl olur, burada inmem"
"İn ağbey uzatma"
"Peki" hiçbir şeyim ve ben indik. Kimsede inmemişti bizimle. Hay aksi ne yapacağım ben şimdi.
"Ağbey burada mısın?"
"Ufaklık, senin ne işin var burada?"
"Ben burada yaşıyorum ya ağbey"
"Fakat nasıl olur sen iki istasyon önce-"
"Bir tek sen mi arıyorsun hiçbir şeyi?"
*