Yaşamak yarı uyku halinde olmak gibi. Uyumaksa ölümün akranı bir nevi. Yorulur, dinlenir, demlenir ve ölürsün. Belki de uyursun velakin çok yorulmazsan çok da çabuk ölmezsin.


İnsanı ne yorar, ne öldürür? İnsan neden birini yorar ya da öldürür? Yanıtı üzerine milyonlarca sayfa karalayabilirim. Ne olduğu ya da neden olduğu, neticeyi ve sorumluyu pek etkilemez nihayetinde. Ölen ölür, kalan yorduğuyla kalır. Kimileri kendi ölümlerinden kendileri sorumludur, kimileri kurbandır, oh ne âlâ. Bu varsayımlar bile kesinlik taşımıyorken kim, neden ve neyin hesabını sorgulayabilir ki?


Yolda yürürken kaldırımın sol kenarında tezgahı başında durup gelen geçene oldukça nahif, sevgi dolu, olabildiğince mahcup, sımsıcak sesiyle ve sakin gülümsemesiyle satmaya çalıştığı kar beyaz pamuk şekerlerinden uzatan o el, ona aynı şekilde karşılık veren, saf ve şekere susamış minik yavrunun saçını okşarken hayal edebilir misiniz ki aynı sabah ev ahalisinden acaba hangi yorgunun canını daha da yorarak, yüzündeki o sahte nahifliğin altındaki canavarı yuvasında kilitli bırakıp bir ölümün, değilse bile bin yorgunluğun fitilini ateşleyerek olabildiğince beslenip aranıza öyle gelişigüzel karıştı? Bilebilir misiniz ki kaç damla gözyaşına ayağındaki o yüreğinizi burkan, kenarı yırtılmış terlikle basarak geçti gitti odanın eşiğinden?


Akıl alır gibi değil, değil mi?


Zayıf ve çökmüş çehresine bakıp şefkatle eğildiğiniz ve belki de sırtını sıvazladığınız, tam olarak o içinizdeki en insani titreyişe dokunan gülüşün sahibi olan o şekerci, yarı uykulu yüzü ve zifiri karanlık ağzından yükselen sesiyle kim bilir hangi kulaklarını tıkayan yorgunun kalbini kalbini dağladı?


Böyleleri hep olur, hep olacaklar ve sizler böyle ellerden, o ellerdeki kiri ve günahı hiç fark edemeden hep bir şeyler alacaksınız. Yüzünüze bulaşan o gülümseme, kalbinize ulaşan o merhamet ya da hayranlık duygusu ve damağınıza yerleşen o şeker tadıyla, yarı uyku halinde olmanın verdiği o şapşallıkla görmek istediğinizi göreceksiniz. İnsan yavrusu, o an gördüğü resme güvenir. Bu teslimiyetin içinde kendi ikiyüzlülüğü gizlidir.