Hayatı boyunca olanaklarla boğuşur insanoğlu. Kişilerin sürecek olacağı yaşam, Tanrının onlara bahşettiği kaderin seyrinde yol alır.
Ne yazık ki her bireyin kaderi, hayalleri ve düşlediği hedefleri doğrultusunda ilerlemez. Dünyada varoluş amacımızın temeli de bu noktada atılır. İnanç! İnanç kavramına yaşam boyunca büyük bir istikrar ve gayret ile ruhumuzda yer verebilmeyi başarırsak, işte o zaman kaderimize yön verebilmeyi hak etmiş oluruz.
Seneler seneleri kovaladı, ve sen bu yolları aşarken haddinden fazla yalpaladın. Gerek aile, gerek iş, gerek okul, gerek kariyer olsun. Herhangi bir şeye eriştiysen daha fazlasını istedin. Fakat daha fazlasına ulaşamadığında kendi benliğinde isyanlar yarattın. Günümüzde her şeyi ile olumsuz yönde ilerleyen bu dünya da, azınlık ile yetinmeyi öğrenmek bence bir numaralı şarttır. Hayatın anlamını en çok içinde barındıran üç kavram; "Aile, aşk ve para". Ruhlarımızı ve nefsimizi besleyen üç temel unsur.
Eğer azınlığı benimser ve sahip olduğun inancı ne kadar kuvvetli bir hale getirirsen, nefsini köreltmen o kadar basit olur. Bununla birlikte alışmış olduğun düzene kontrollü bir bilinçle yön vererek, sahip olduğun gerçekliğe, daha fazlasını ekleyip mutluluğunu katlayabilirsin.
"Zaman" verimli ve yerinde kullanıldığında ilaç yerini alır.
Bu yüzden "sabretmek" refaha ermek için büyük meziyettir.