"İnsana bazı şeyler yüktür, aydınlık bir umuttur."

Kendi içine çekildikçe olup bitenlerin ölçülemeyen büyüklükte derinliği ve tartışılmaz bilek gücü var. Nasıl galip geleceğimi kestiremiyorum bile.

Bir yolculuktaydım, ehliyetim yoktu. Heyecanlıydım, sapasağlamdım. Öyle bir gençtim ki bu yolculukta mutluluktan havalara uçan da kazayı yapan da ben olacaktım. Gençken göz korkmuyor felaketlerden. Nasıl olsa altından kalkacağım diyor. Acılar henüz gençliğine ve pürüzsüzlüğe karışmamış, yalnızca senden birer birer günlerini çalıyor. Sevdiğin bir dondurmayı yemek demek, seni mutluluğun zirvelerine çıkartabilir. Yemek yemek henüz bu hayatın bir gerekliliği değildir, sevincidir. Biliyorum. Zaman geçiyor, geç oluyor. Ressam resim denemelerini duvara astı, ehliyeti olan tonlarca insan arabasının anahtarını komodinin üzerine koydu, kuşum uyudu, annem uyudu, karanlık oldu. Işığı hep açık tutuyorum. İnsana bazı şeyler yüktür. Aydınlık bir umuttur.