Uzunca düşündüm; güçlü olduğum bir an sanırım hep o andayım. Güçlü olmaktan bir an olsun ayrılmadım. O odadan çıkmadım. Eğer ki odadan çıkarsam kaybolacağım. Beni o zaman ben bile bulamam. Hayatta kalmak için hep iki seçenek vardır derler ya: savaş ya da kaç. Hayatta kalmak için ne savaşıyorum ne de kaçıyorum, sadece güçlü kalmaya çalışıyorum. Ablamların benim okumamam için verdikleri uğraşlara güçlü kal, annem ve babamın beni evlatlıktan reddetmelerine karşı güçlü kal, kalabalık bir aile yapısına rağmen tek kaldığını bildiğini hazmetmek için güçlü kal, kuzeninin evinde misafir gibi kaldığın için güçlü kal, bir yıl mezuna kalıp doğru dürüst bir yer kazanamadığın için aşağılayıcı yorum ve bakışlara karşı güçlü kal, yeme bozukluğu yaşadığın dönemde aldığın kilolar yüzünden iğrenç benzetmeler ve hakaretlere karşı güçlü kal, arkadaşlarımın zorbalıklarına karşı güçlü kal. Ben aslında çok güçlü bir kızım. Bunu kendime ilk defa söylüyorum, inanarak. Şu an hüngür hüngür ağlayarak bu satırları yazıyorum. Artık o kadar çok anlamlandırmaya çalışmıyorum ki, olanı kabul edip var olanla yaşamayı biliyorum. Acı verse de bunu yapıyorum. Yoruldum; biraz dinlenebilir miyiz demiyorum, mesela ayaklarımın altı su toplayana kadar yürümeyi göze alıyorum. O yol dikenli, deseler biliyorum, ayaklarım kanayacak, yine yürüyorum. Bunu kendime neden yaptığımı sorgulamıyorum ya da sormuyorum. Güçlüyüm ve bunun da üstesinden gelebilirim, diyorum. Evet, artık yoruldum dediğim günlerin yakınlığını hissediyorum. Yirmi dört yaşıma kadar yaşadığım o kadar absürt şeyler vardır ki, zihnimi biraz yorsam ya da zorlasam ne çöplükler çıkar... Ama ben onların üstüne kilit vurup yolumu bulmayı hep seçtim. Kendimi bildim bileli mide sorunum hep vardı ya hep kusardım ya da midem ağrırdı. Kimse de "Bu kızda bir problem var, bir hastaneye gitmesi lazım" demezdi. Ben bulmuştum tedavimi; günlük tutmak. Çok küçük yaşlardan beri yazıyorum, elime kağıt, kalem geçtiği gibi dökülüyordu. Midemin acısını kelimeler rahatlatıyordu. Bu sayede güçlü oldum. Kendimin düşmanı olduğum kadar, beni benden daha iyi tanıyan ve seven yok ki... İyi ki.