Artık kanatlarını çırpacak gücü kalmamıştı.Göz pınarları kurumuş, nabzı yavaşlamış parmakları izmarit kokmuştu. Gerçekliğe dair anlam arayışlarının,bu koşuşturmacanın anlamsızlığının mânasını sorgulamayı bırakalı aşağı yukarı 14 dakika olmuştu.Kitapların dünyasından kaçıp uyuşmuş beynini rahat bırakacak,eve dönmenin kestirme yollarını unutacaktı.İçindeki tüm kaba pislikleri kürekle kazıyıp atacak, benliğini denizin ılık dalgalarına bırakacaktı.Kulaklarında inziva çanları çalmaya başlamıştı çoktan bile. Artık not defteriyle konuşmayı bırakacak,yakın arkadaşı olan şiirlerini terk edecekti. Dişleriyle gülmeyecek ve hatta belki dudaklarını diktirecekti. Düşüncelerini susturmak için gerekirse saatlerce meditasyon yapacaktı. Kitaplığının önünden geçmeyecek, eline kalem almayacaktı.