yerine oturması gereken taşlar vardı

o taşların hepsiyle taş kaydırmaca oynadım

bütün oyunlarda kaybettim 

kaybetmek rutinim olmuştu 

seyrek bir huzurun izini sürdüm 

yabancısı olduğum için 

her sokağında kayboldum 

kaybolmak ibadetim olmuştu 


iş göremez raporumu tanrıya sundum 

kabul etmedi 

ben de ruhumu ücretsiz izne çıkardım 

tekin olmayan sokaklarda başıboş dolaştım

kaldırım taşları kurşun gibi üstüme gelmeye başladı

gözlük camlarımı siper ettim

elbette bir işe yaramadı

şaşırmadım ama az da olsa incindim 


tali yoldan anayola çıkarken önce sağa baktım

seni göremeyince sola bakma ihtiyacı hissetmedim

mesleki deformasyon gereği 

kendimi ölçtüm, tasarladım

olur raporu verdim 

birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan bu günlerde

hiçbir şey yapmak istemedim!

istemeyişlerimi bir poşete doldurup

çöp konteynırının yanına bıraktım


ve hayat, dedim 

orada kaldım bir süre

gerisini getiremedim

suspus geçen birkaç saniyeyi

bir de uçurumun kenarındaki adama sor istedim!