Senin yüzün hakkında düşünmeyi seviyorum. Üstelik sen yüzündeki her şeyin farkındasın. İşte, mesela, onun nasıl bir topoğrafya mucizesi olduğunun, gecelerime nasıl doğduğunun.
Yüzünün her şeyinin farkındasın, fakat bilmezden geliyorsun. Üstümdeki gücünün kaynağı bunlar: Yüzün ve onun bilgisi.
Onun parçaları hakkında düşünmeyi seviyorum, biliyorsun. Burnun, küçücük burnun. Ağzın. Gözlerin. Göz kapakların. Dudakların.
Bunları tek tek saydığımda kendimi yazılı tarihten önce, derdini nasıl anlatacağını bilemeyen bir meczup aşık olarak düşlüyorum. Evet, bu acınası hali düşlüyorum.
Ağzın ve dudakların ve gözlerin, ne bileyim hatta kirpiklerin falan hakkında zaten milyonlarca yıldır düşünülüyor, yazılıyor ve içiliyor, o yüzden boşverelim.
Üstelik, sen, gerçekten küçük şeylerin rüyalara sızmasının nasıl da kolay olduğunu iyi biliyorsun.
Küçük kulakların, burnun, göz kapakların... Ben uyurken ya da itiraf edelim, gündüz apaçık uykudayken, uyanıkken - burnun, gözlerin, kulakların -ayrı ayrı uykuma giriyorlar ve birleşiyorlar. O zaman elimde değil, zihnimde yüzün beliriyor.
Yüzünün zihnimde nasıl gözüktüğünü merak ediyorsundur.
Anlatayım:
Diyelim ki bir çocuk, Tanrı'yı o zamana kadar bildiği en büyük şey olarak hayal etmiş, -GÜNEŞ!
İşte yüzün uykumda öyle beliriyor. Güneş kadar büyük, güneş kadar uzak. Gökyüzünde ancak parlak bir nokta. Küçük olduğu halde doğrudan bakılamayan. (Üstelik her şeyi aydınlatan.)
Çok güzel bir şey söylemek istiyorum, uykumda mırıldandığımı düşlüyorum:
Senin yüzünü görmek sanırım ışığa şahitlik etmektir.
*
Şöyle soruyorsun: Rüyasında insan kendini gerçekten görebilir mi? Rüyamda kendi yüzümü hiç siyah beyaz görmedim mesela diyorsun, aklımı karıştırmaya çalışıyorsun.
Sonra, sana bir soru soracağım diyorsun, -bunca zaman rüyamda olan biten her şeyi tehlikeye atmandan korkuyorum-, yine de sor diyorum, elbette sakınmıyorsun:
Rüyada görülen yüzlerin görülmesini sağlayan ışığın kaynağı nedir?
Seni, yüzünü, ve ışığı, ve de ışığını- ve bunların arasındaki bağlantıları, hepsini işte tek tek bu yüzden seviyorum, diyorum. Rüyamda kendi kendini aydınlatan bir ışık kaynağı olarak yüzünü düşlüyorum.