şimdi bir saksı çiçeğini örnek veren bir kadın şairim belki
belki toprağımın üstünü izmaritle örttüler, olabilir
-yalnız bir kadın şair bir saksı çiçeğini, meryem'i ve iskenderiye'yi şiirle bir edebilir-
ben ki kadınım şairim utanmıyorum
eksiği var fazlası yok ihanet ettim meryem'e
bir adamı sevdim ve evet kabul etmedim yalnızlık şerhini
geçtiğim yollara işaretler bıraktı kederli elçiler
görür dururum belki, “hâlâ tövbe edilir”
ama aşka gittim çünkü aşka kör gidilir
-meryem
içimin iskenderiyesini yaktılar nerdeydin
kaç kere yola çıktım bilmiyorum
bilmiyorum kaç hurma ağacının altında aradım seni
nerdeydin
isa'yı doğurdun meryem o bi kereydi
ben ölürken nerdeydin
meryem yalvarıyorum, ne desen inanırım
ne desen başım gözüm üstüne, bana n’olur geri dön deme
meryem en iyi sen bilirsin
tanrı'yı dinlemek için çok gençtim
meryem
annemdin sen benim
benden neden vazgeçtin?-