Islak kaldırımlar boyu ilerleyen caddelerde gün ışığının eseri bulunmazdı, kayıp uykularımdan artakalan benliğimi arıyorken üstelik... Bir umut sokak lambalarına yaklaşırken simaların uzaklaştığını fark etmek, zor olmaktan pek uzak. Yüzümde, samimiyet olmaksızın edilen tariflerin soktuğu çıkmaza yürüyecek kadar körelmiş olmanın bıraktığı acı şaşkınlık....
Daralan betonların arasında, ayın yansıttığı ışığın hasretini çekerken onu saliselik fark etmenin ettiği rehberlik adım atmamı sağlardı zaten.
Şimdiyse


Göğsüme ayazını yediğim,

sabahtan yoksun gözlerim.


Üşürüm olmaksızın soğuğundan,

belirsiz şafaklarım kararsızlığımdan.