Birkaç gündür kafamda böcekler dolanıyor. Bunu Guillevic'e borçluyum. Şöyle demiş: "Bu böcekler ki yaşarlar zaferlerini." Elbette burada Guillevic'in anlattığı böcekler doğadaki bildiğimiz somut canlılardır. Bu cümlesini "Bilinç" şiirinde şu şekle büründürüyor:
"Koyuyorlar ellerini üstüne
Ağaç kabuklarından dağların.
Hepsi bu: binlerce
Böceği var günün
Zaferlerini taşıyan."
Böcek familyası çok geniş bir çeşitliliğe sahip elbette ve birçoğuna ait farklı bilinçaltı duygularımız var. Guillevic'in zafer taşıyan böcekleri bana istilayla zafere erişen böcekleri algılatıyor. Sonuçta yaşama hakkı olan canlılardır hepsi ama benim böceklerim Guillevic'in böcekleriyle pek ortak yanı yok hatta istilacı olmak gibi tek ortak yanı var diyebilirim. Kanserli bir hücre gibi tüm yaşamı tehtit eden kast yapının beslenmesi, çoğalması; otokrasinin yaşaması için gereken muhtaçlığını işte bu Guillevic'in böceklerinden ayrı tuttuğum bu böcekler sağlıyor. Ki bunların çoğalması için içgüdüselliklerinin törpülenmesi yeterli oluyor. Kısacası, Guillevic'in böcekleri daha üretken daha canlısal diyebilirim. O kadar sözü bir şiirle özetlemeden olmaz:
İSTİLA
İzbe oyuklardan çıktılar
Işıl ışıl gökyüzünü görünce korktular.
"Bu böcekler ki yaşarlar zaferlerini" *
Yuvalarında yemek için
Aydınlık günlerimizi.
*Guillevic'in söylemi. Yön yayıncılık Seçme şiirler syf 35