Bunca zamanı "yaşamadım" diyerek nasıl gerimde bıraktım anlatmak istedim. Artık yazmak istemiyorum ve daha çok konuşarak anlatmam gereken bu zamanlarda hala susuyor olmak bile kaybolduğum anlamına geliyor; tercih ettim düşünce yönteminde. Analitik düşünmek, yaşatılan onca yanlışın içerisinde öldürülen doğruyu bulmak gibi bu zamanlarda. Nasıl güvenli bir yolculuk yapabileceğini düşünebiliriz özgürlüğün, kendi katili olduğunu bilmeyenlerin zihninde?
Saat epey geç oluyor bu aralar benim için, güneşle güne başlayanlardan ziyade. Zayıflığımdan şikayet etmeme neden olanları ciddiye alır gibi, günün henüz ilk nefeslerini aldıktan sonra kahvaltım oluyor akşam yemekleri. Sonrasında ilk kahve ve ikincisine kadar biri sönmeden diğerini yaktığım sigaralar. Neden kabul eder bir insan her şeyin bir yalan olduğunu? Neden sokakta yaşamayı tercih eder bir insan, tek dostu neden bir sokak köpeğidir onun? Neden tek sadık olan köpekler hala?
Anlamamız gerek fakat anlatmam için daha fazlasını yaşatmayı bırakmalı evren. Bunun için yaşamaya son vermekse gereken, kim anlatacak bunca şeyi? Ahlak ve özgürlük gibi bir temel oluşturmak yerine hangisini yaşatacağını düşünen zihniyet kaç kat daha çıkacak yok etmeye? Ve o ebeveynler, insan olduğunu kabul etmezmiş gibi davranışlara maruz bırakırsa bir çocuğu, hangi yaşayışlarla var olmanın tadını çıkarabilir o çocuk? Kaçabildiyse hayat kadını, hala maruz kalıyorsa algılarla manipüle olmuş ve manipüle etmeye devam eden tehlikeli bir canavar. Kim sorgulayacak toplum için doğruluğu, yaşadıkları kümenin penceresi bile yokken insanların.