Nietzche der ki, " Basit bir hayatın mı olsun istiyorsun? Sürüye yakın dur ve orada kendini unut"
Basit bir hayatım var. Kutuplaşmanın %50-%50 ikiye bölünmüşlüğün olduğu ülkemde muhalif sürüye dahilim. Sonuçta o da bir sürü ve düzene dahil gibi.
Muhalifim. İnsanı kalabalıkların içinde yalnızlığa mahkum eden düzene muhalifim. Haz ve hız toplumunda nefes nefese bir acelecilikle ve tüketerek yaşamaya mahkum eden düzene muhalifim. İsyan etmek istiyorum, görmeyenlere, duymayanlara, oralı olmayanlara itiraz etmek istiyorum. İtirazlarım çok fazla.
Dünyanın bütün ahlaki kurallarında ve dini öğretilerinde yasaklanmış olan torpil, hırsızlık, adam kayırmaca, haksızlık, kamu malı çalma meşru sayılır olmuş. Hatta cinayetler, mafya ilişkileri de var bu düzende.
"Diktatörler muhaliflerine hain der. Biat edersen vatansever, değilsen hainsin. Oysa Kuran'a göre hain, kamu malı çalandır" diyor ihsan Eliaçık.
Bir kandırmaca almış başını gidiyor. Kurulan tezgahlara düzen deniyor. Kan-ter içinde çalışan babadan, yokluk içinde çocuklarını büyüten anneden, işsiz gençten utanıyorum, kendi kendimi yiyorum ve Tanrı'ya sığınıyorum. Onların ezberlettikleri dinden değilim. Din onların olsun diyorum sonra.
İtiraz edenler olarak sayımız az değildir sanıyorum. Umarım yıkmayız kendimizi. Garip, mahzun, yenilmiş değiliz. Ahmet Arifin dediği gibi Fırsatçının, fesatçının, hayının karşısında dayanırız kitap ile, iş ile, tırnakla dişle. Ahmet Arif dayan demiş. Namuslu ve genç ellerde yeniden yaratılırız o zaman. Düzen denilen tezgahlar biter o zaman.