en keskin çağlarda sağıldık

kurşunlandığımızda kördü tüm şahitler 

iyi bir duvar diyordu şair

iyi bir duvara karşı dikeceğiz sizleri

geç kalınmışlığın pasıyla paslanmıştı ellerim 

söylemedim

ertelemelerin şerriyle kesilmişti ne de olsa göbek bağım

duvar diyordu şair iyi bir duvar

bense bir ufkun hayaliyle sarhoştum

yayandım yalan dünyanın turabında

türküler dolanırdı dilime 

yüreğimin közüyle közlediğim 

kerahat vakitlerinin araflığında yoğruldukça 

düşünürdüm 

kan mı ki bu damlayan?

alışkanlık gömleğini giydim 

bir yüzü hüzünken ayın

bir namlu, bir düş ve bir duvar..

dağlar ağır dedimse yalan söyledim

düşlerin yankısıdır dağlardan ağır olan

kuyudayız, hiçbirimiz yusuf değiliz

duvar diyordu şair iyi bir duvar

ellerin neredeler

ellerine varmak yaraşır

yazmak sataşmaktır 

sataşıyorum hat hat

varmak için 


ellerin neredeler 

ellerine varmak yaraşır


iyi bir duvar diyordu şair

iyi bir duvara karşı dikeceğiz sizleri

geç kalınmışlığın pasıyla paslanmıştı ellerim 

söylemedim