I.
Yüzümü giz bilip düştüğüm izsiz yolun bellettiği
yeryüzü sana fazla,
düş çukura, çık. Sonra in kuyuya
Yek tepende ışık olacak
üç yön zifirî fakat bekle geceyi
çünkü gecenin en öfkesinde görülür en salih rüya
Rüya.. sensiz kaç yıldızın gücü yeter secdesini göstermeye görüşü kıt ademoğluna
Peygamber mi aşağıladım? Haşa.
Beni öyle sanma.
II.
Yüzümü giz bilip düştüğüm izsiz yolun bellettiği
yeryüzü sana az,
çık dağa, kaç. Sonra gir mağaraya
Her yanın apaydın fakat bekle geceyi
Çünkü yalnızca kendine yalnızlığı şart etmiş gece gebedir israya
III.
Yüzümü giz bilip düştüğüm izsiz yolun bellettiği
Tamamlanmış tarihe nokta.
Işığına bakıp kendime bir ben arıyordum yalnız'ca. Geldim.
Zamanın eğ(y)erini çevirip âna. An'la
İyeliği bana verilmiş bu hayatta
şüpheyi ne götüren ne getiren küsuratlarım var
sondan eklemeli olumsuzluklarımla
tamamsızlığım septik gülüşlere ciddiyet doğurtur mutlak uzlaşıyla
Fakat itiraf
İmreniyorum karanlıksızlığınıza.
IV.
Yüzümü giz bilip düştüğüm izsiz yolun bellettiği
şiir renkli kaftandır.
kelimelere giydirdiğim
ve bundandır
Işıksızlığım görgümü azaltmış sanışları
İddiası berrak bir dağ yamacında oysa
Basiretimi
ancak bir kartalla yarıştırırım.
Göksüzlüğüm tutmazsa
Olacak olan
Düşümü köz görüp yüzdüğüm hissiz suyun bellettiğidir.