1. Öncelikle beni kırmayıp davetimi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Sizi ve eserlerinizi çok severek dinleyen biri olarak çok merak ettiğim bir konu var. "The Aaron Copland School of Music"ten ödüllü mezun olan ilk Türk oldunuz. Bu gurur verici bir şey olmalı, bu durumla ilgili düşüncelerinizi ve hislerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Ben teşekkür ederim davetiniz için. Mutlu etmişti beni bu durum tabii, Amerika'da doğmuş bir müziği orada okumaya gidiyorsunuz bambaşka kültürde yetişmiş bir genç olarak ve size böyle güzel bir motivasyon veriyorlar, doğru yolda olduğunuzu hissettiriyorlar. Siz de uzaklardaki bir ülkede bu müziği severek yapan, yetenekli nice müzisyenin olduğunu gösteriyorsunuz. Dönüp bakınca hala gülümseten bir deneyim ve gururdur.
2. Büyük beğeni toplayan ‘’M-U-S-I-C’’ isimli albümünüz, Türkiye müzik tarihinde bir kadın caz vokalistinin tüm söz, müzik ve aranjmanlarını yazdığı ilk İngilizce albüm özelliğini taşımakta. Bu deneyimden biraz bahseder misiniz? Zira sizin için özel bir tecrübe olmalı.
Biz yaparken tabii hiç bu ilk olma durumunu düşünmediğimiz için keyifli oldu farkına vardığımızda. İnandığım, içimden gelen müziği yapmaktı derdim. "İngilizce yapmayın, kimse dinlemez, zaten caz, bari Türkçe şarkı koyun sadece" dedi çoğu sektörün içinden kişiler. Bunu yorumların kaynağı hem ticari kaygı taşımak hem de bir yandan dinleyiciyi anlamamak, bir nevi küçümsemek gibi geldi. Bu bana çok tersti tabii. İnatla kendi plak şirketimiz nu-DC Records'ı kurup bir ilke imza attık basarak. İçten bir iş yapıp, şan şöhret değil müzik peşinde koşmaya ant içerseniz, dinleyici derdinizi anlıyor, birbirinizi buluyorsunuz her zaman.
3. Kariyerinizde birçok önemli işe imza atmış, birçok dünyaca ünlü isimle çalışma fırsatı yakalamış biri olarak bunlar arasında sizin için en özel proje hangisiydi? Bununla ilgili unutamadığınız bir anınız var mıdır?
İkinci albümüm "Misfit"i, dinleyenlerimin desteğiyle, dünyada sıkça uygulanan ama o dönem ülkemizde yine pek alışık olunmayan bir kitlesel fonlama projesiyle çıkarttım. Müziğimi seven yüzlerce insanın inancı sayesinde, Amerika'da dünyanın en iyi caz müzisyenlerinden Aaron Parks, Harish Raghavan ve Eric Harland ile kaydettik albümü. Proje sonuçlandığında, hele de uluslararası basın da dahil güzel yorumlar alınca, konserlere, turnelere vesile oldukça, tarif edilmez bir mutluluk hissettim. Bu inanç, bu bağ, her şeyden özel. Onun dışında elbet bu kıymetli müzisyenlerle müziği kaydetme aşaması, aranjmanlarımı önlerine koyduğum an, iletişimimiz, kayıttan sonraki yorumları... hepsi inanılmaz bir deneyimdi.
4. Birçok alanda ilklere imza attığınız aşikâr, işinizde ilklerin kadını olmayı seviyor musunuz?
Öyle iddialarım yoktur, sadece inandığım işleri yapmak konusunda şartlarımı zorluyorum. Müzik sektöründe popülarite ise derdiniz, izlenecek belli yollar zaten çizilmiş. Daha önce de dediğim gibi derdiniz müzikse, farkında bile olmadan bazı şeyleri ilk kez siz deneyebiliyorsunuz. Tesadüf diyelim.
5. Şahsım adına en severek dinlediğim projelerden biri de Sonic Boom ile yaptığınız ‘’Please’’ teklisi. Büyük beğeni topladı ve bu grup ile yeni projeler gelecek mi? Büyük merak konusu. Proje ve devamlılığı ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Çok teşekkürler! Sonic Boom, Çağrı Sertel, Alp Ersönmez ve Volkan Öktem gibi harika müzisyenlerden kurulmuş bir ekip. Cazla ayrı ayrı, güçlü bağlarımız olmasına rağmen, bu projede sadece yüksek enerji, yoğun içerik ve zengin sound dünyaları gibi keyif aldığımız standartlarımız dışında bizi bağlayan bir kaygı yok. O yüzden dans etme ve ettirme inadımız devam edecek, ikinci single'ımız da çok yakında yine nu-DC Records etiketiyle geliyor.
6. Ülkemiz caz müziğinin ekolleri arasındasınız. Sizce ülkemizde caz müzik ne seviyede? Özel bir müzik türü olan bu tarzı ülkemizde geliştirmek için nasıl yollar izlenmeli?
Çok naziksiniz ama ekol olmam için kırk fırın ekmek ve kırk yıl daha gerekir sanırım en iyi ihtimalle. :) Caz adına güzel gelişmeler oluyor senelerdir ülkemizde, lakin müzisyenlerin mücadelesi sektördeki en samimi çaba ve daha fazla desteğe ihtiyacımız var. Keşke bağımsız sahneler, festivaller çoğalsa, bunlara fonlama verilse, caz bölümleri açılsa üniversitelerde, eğitimi desteklense, büyük şehirler dışına da müziğimizi götürmemiz kolaylaşsa... gibi şu dönemde anladığımız üzere maalesef pek olabilirliği görünmeyen birçok şey sayabilirim.
7. Son albümünüzü baştan sona defalarca dinledim, içerisinde eşsiz ezgiler barındırıyor. İlk albümünüzden bugüne siz de müzikal anlamda geliştiğini düşündüğünüz bir nokta var mı? Bu tarzı benimseyen genç arkadaşlar nelere dikkat etsinler?
Çok teşekkür ederim. O kadar çok nokta var ki! Her albümde başka bir şey oluyor kafamda, ona göre performansımı ve yazdıklarımı da geliştirmem gerekiyor. Deneyim de çok önemli, her albümde hem ayrı bir zorluk hem ayrı bir rahatlık hissi oluyor değişik bir şekilde. Genç arkadaşlar, hayat boyu bu gelişimi sağlamak dolayısıyla çok çalışmak, öğrenmek gibi kavramlara mesafeli olmasınlar, öğrencilik hayat boyu ve bu kötü bir şey değil, tutkuları gerçekten müzikse müzikte sürekli keşfetmeye, evrilmeye, denemeye açık olsunlar.
8. Bu keyifli sohbet için sizlere çok teşekkür ediyorum. Umarım hayatımızdaki varlığınız uzun süreler devam eder. Umarım sizi her zaman farklı projelerde dinleme imkânı buluruz. Son olarak sevgili okurlarımıza müzikal ve sosyal hayatları ile ilgili 3 tavsiyede bulunur musunuz?
Ben de çok teşekkür ederim size, umarım karşılıklı bu güzel müzik bağımız senelerce sürer, benim de temennim bu. :) Malum zor bir dönemden geçiyoruz, okurlara sabırlarını kaybetmemelerini, umutsuzluğa kapıldıklarında oradan çıkabilmenin anahtarını da içlerinde taşıdıklarını hatırlatmak isterim sevgiyle. Bir şeyler üretmek, yaratıcı olmak bence en güzel ilaç, bu evinizde bir köşeyle uğraşmaktan yeni bir enstrüman öğrenmeye çalışmaya, tüm size keyif veren eylemleri içeriyor. Müzik, kitap, film... gibi kaçışlar da rahatlatıyor tabii. Öte yandan bazen bence tamamen durmak gerekiyor, kendinize izin verin, yeri gelince hiçbir şey yapmama hakkınızı da kullanın derim. Beden, akıl ve ruh sağlığımızı korumakla yükümlüyüz bu pandemi sürecinde, herkese sevgi ve şifa dilekleri gönderiyorum.
Sevgili Elif Çağlar'a bu keyifli sohbet için tekrar çok teşekkür ederim. Siz değerli okurlar için önemli sanat insanları ile röportaj yapmaya devam edeceğim.
https://www.youtube.com/watch?v=I3IehAU_u8A&list=OLAK5uy_lVXLFyUsVyT_mHAG72_MwOkmrvu8kggTQ