Kıskanırım gözleri kulakları
Ben dışında seni görür ve işitirler
Asırların yalnızlığını bir geceye sığdırdım
Kanımda demledim soğukları
İçimdeki alevler zihnimin tavanında
Kendi gönlümde uyuyakalmışım
Çocukluğumda bir yerde ağlıyorum
Sırtıma ölüme yüklüyordu gündüzler
Siyahlara boyanıyordu saçının altında
Kaybettiğim huzurun şafağı elem
Korkudan lâl olmuş bakışlarım şahit
Evden gitmiş bir kadının hüznü
Zan altında bir haykırış kadar suçlu
Bilge kalemlerin bitkin kağıtları dövüşü
Kahkaha atıp da delirmek neymiş öyle?
Sanırım can gitmeden saliseler önce
Gözlerinin ütülediği havayı giydim
Kırışmış bir düğmenin kenarına
Düğmesi kopmuş adabıma küfrettim
Bir parça toprak yuttum da gülebildim
Güneşin altında saçlarımı boyadım
Gözümün yaşını kaldırımlardan sildim
Bağrım çıktı ağaca düştü de canı yandı
Simsiyah geceden sızılar koştu yardıma
Bir valiz dolusu hatırayı yıktım başıma
Boğulduğumu söylemek sevmenin yarısıydı
Dönmeyi istemek dizimin kanayan yarasıydı
Furkan Atmaca
2024-06-09T22:44:29+03:00Atakan Celisi güzel yorumun için teşekkür ederim. Üzerinde çalışacağım.
Atakan Celisi
2024-06-09T22:22:00+03:00İfade ediş ve imajlar çok iyi. Ancak yüklemleri düzyazı gibi bu kadar sonda kullanmamak gerekir ki şiir ile nesir arasındaki fark ortaya çıksın. Güzel şiirdi. Tebrik ederim...