Belki farkındaydık hepimiz
Anlıyorduk konuşmadan
Bunca yılın ehemmiyetini taşıyorduk hiç yorulmadan
Ancak tükendik biz de insan oluşumuzdan
Varılacak yolların bitişinden midir bilinmez
Susuvermiştik hep bir ağızdan
Susmak ama ne susmak çıldırmışçasına susuyor
Bağırarak içimizden ağlarcasına gülümsüyorduk
Sanki bir kuş kadar hafiflemiştik görünüşte
Ancak öyle bir doluyduk ki aslında içimizde
Donuklaşmıştı yaşamımız, bizse sadece alışkanlık rolünde
İlk olanı bekliyorduk hepimiz
Cesaretimiz yoktu ilk olup da hedef gösterilmeye
İşin ehemmiyetini bilenler bile pusmuşlardı benliklerine
Akıllarda sorular doludizgin, yüreklerde bir ağırlık ki taşıyana kolay gelsin
Dudaklar ise aynı rolde inkâr edercesine gülümsüyor, yaşamak işte budur diyor
Sahi neydi bu yaşamak diye bir tohum sakın ha düşmesin zihninizin ufak bir gölgesine
Ağaç köklerindeki sarmaşıklar gibi alır sizi sanrılar uçsuz bucaksız kahır hapishanesine