Keşke tekrar ucuz şarap masaları kurabilseydik
tek derdimiz duvarların neden beyaz boyandığı
ve dünyayı kötülüklerden nasıl kurtaracağımız olsaydı
kurtarabileceğimize olan inancımız kaybolmasaydı
belki kendimizin bile kahramanı olabilirdik
kendimize bir kahraman aramazdık
bulamadığımızda mutsuz
bulduğumuzda ise sanmazdık
her şeyin artık güneşli olacağını
Hayat büyüyünce kurutuyormuş insanı
içimizde kendimizi besleyen hisler, umutlar
tenimize değen güneş ışıkları, yağmurlar
zamanla tüketiyormuş hepsini
kalıyormuşsun kuru bir umutla
böceklenmiş bir ağaç gibi
yavaş yavaş oluyormuş her şey
Zaman, kaplayacak tüm bedenini zamanla
o eski güzel anlar yerini ağlara bırakacak
her şey giderek netliğini kaybedecek
zerdali yemeyi unutacaksın gün gelecek
limanların teker teker dağılacak
elinde bir dümen, kalakalacaksın okyanusun ortasında