yer bütün sözcüklere yetmez
gök hiçbir tümceye
anlamın tortusu kalbin kıyılarına vurmayınca
akçiğerde saklı bir nefes
hasadını bekler dudaklarda
dünyanın hiçliğine inat
soluksuz sözcükler kervanında
filizlenen hüznün göbeğinde
kalbim bu son atıştır
kitaplara demir atmış zihnin
sesin buzdan sözcükleri
iltica eder senin ardından
cehennemde yüzünün imgesi
tövbeye o kadar uzak
sana o kadar yakındım
kuşaktan kuşağa aktarılan günah
günbatımı kadar güzel
gündoğumu kadar soğuk
mayalanan bir düşünce
beynin ve kalbin ikileminde
mühürlendi zamanın sığınağında
kalbim bu son atıştır