Şimdi yazmalıyım, tek bildiğim yol bu. Çünkü bu zehri akıtmazsam beni içten içe öldürecek.

Ancak böyle kalbime saplanan bıçağı çıkartabilirim. Bütün gerçekleri kabullendim. Devam edebilmek için başka çare de yok.

Sabahını gördüğüm geceleri, önünde bekletildiğim kapıları,

Başıma yıkılan evimi, ezberlediğim sırtları...

Dedim ya, kabullendim.


Küçükken bulutlar gibi pamuk şekerden hayallerim vardı. Büyürken hepsi ellerimde karardı.

İnsan çocukken inandığı gibi gönül veremiyormuş hiçbir şeye... Sanırdım ki iyi bir insan olursan iyi şeyler yaşarsın. Sevmenin taklidi olmaz zannederdim. Öyle ya yeterince inanırsan gönlündeki gerçek olurdu. Okuduğum kitaplarda hep öyleydi. Kahramanlar eninde sonunda doğru seçimler yapıyor, hayatlarının en mutlu kısmına kavuşuyorlardı.


Sevgi her şeye yeterdi, dağ olsa aşardı.

Seni seven biri varsa bu dünyada, kurtuldun demekti.

Beni inandırmak hep çok kolay oldu.

Bir üzgün duruşa canımı nasıl yaktıklarını unuttum.


Kimseye bilerek kötülük etmedim ömrümde. Merhameti olmayan insanlar iyi insan olmanın yetmediğini öğrettiler. Sevildiğime ikna olup dikenli yollarda tek başıma kaldım. Çiçekli yollar bulmuşlar meğer.

İnsan sevmediğine öyle bakmaz ki... Yalan mı? Yalanmış...


Sıkıca tuttuğum ipi bırakınca gördüm, o tarafta zaten kimse yokmuş. Acıyan ellerimin acısını unutup kalbime ağladım. İstediğin kadar inan, görmezden gel, kulaklarını kapat...

Gerçekler önünde gerilmiş ip gibi, er geç takılıp düşüyorsun.

Doğru sandıkların, en sevdiğin yanlışların aslında.

Öyle ki geri dönebilme şansın olsa bile bile yine o ateşe elini uzatırsın.


Sevgi insanı uçurumlardan aşağı atmaz ki...

Yarasını sarar, sırtını sıvazlar, üstünü örter.


Seviliyorum sanıp çiçeklerimi koparmalarına göz yumdum. Bahçemi tarumar ettiler, olsun ben tekrar bakar büyütürüm dedim. İnanmışlığımla ortada kaldım. Ne aptallık ama... Kalbimi kağıt gibi tutuşturup yanlışlıkla oldu, sen söndürürsün dediler. Ağlaya ağlaya söndürdüm içimin yangınlarını. Kızmadım, kızamadım, hiç kıyamadım. Evlerini başına yıkmam gerekirken gıkımı çıkarmadım. Onlar kadar zalim olamadım ben.

İnanır mısın? Beni kendime mahcup ettiler...


Serçeler ürkmesin diye yolunu değiştiren insanım. Sevgiyi bir tek çocukların gözlerinde arıyorum. Artık duvarlara bile sırtımı yaslamıyorum, sadece biraz yorgunum. Her gece kendime sarılıp uyuyorum. Bulutlara bakıp gülümseyen küçük bir kız çocuğu var içimde. Onun elini tutup yola devam ediyorum, her şeye rağmen. Uykudan önce masallar okuyup saçlarını okşuyorum.


Geçecek canım kızım, hepsi geçecek.

Biz hep kalbimizle yaşayacağız, işte bu yüzden hep kazanacağız.


e.