Durdum.
Öylece bir sokak arasında düşündüm hüzün yağarken göz kapaklarıma, görünmezliğim yük oldu ruhuma.
Kelimeler çığ olup büyüdü dudaklarımda. Hiç ama hiç olmamış,
nasıl varsaymışım.
İnsan durduğu yerde koştuğunu nasıl sanır,
ne zaman yorulmuş peki
kalbim bu kadar
nefeslerim sık, sırtım terli,
ruhum nerede yorulmuş böyle.
Hiç başlanmamış bir yarışın bitiş yorgunluğu nasıl siner insanın üstüne.
Basit ve olağan her şey!
Öyleyse neden taşıyamıyor omuzlarım?
Belimin bükülmesi müşkülpesentliğimden mi?
Üstüme yazan utanç hüzmesi korkutuyor beni.
Kaç kat urgana sarmalı tozlanmış anlayışları?
Dilim dönmüyor içimin afişlerine, kaç çizim yapmalı?
Devrilmiyor zihnimin biriken yargı putu
Karşı koyamadığım birkaç duvar yazısı
Kaçındığım listelenmiş heveslerim
Ve uzakta köşede seyre dalmış
Ben,
İnsan içinin kaosundan kaçabilir mi?