Alarm çaldığında güneşin pencereden tebessüm etmesini bekliyor insan; nafile bir bekleyiş… Yıllardır öğrencisinden çalışanına kör karanlıklarda sokaktayız.
Biz işe giderken güneş değil otomobillerin farları aydınlatıyor sokağı artık…
Güneşle inatlaşmanın arasında sıkışmış milyonlar olarak karanlıkta yürüyenleriz hepimiz, ve hepimiz bir parça uykudayız.
Kahvaltı sofralarımız artık ampullerin altında.
Önceden uyanınca ilk işimiz yüzümüzü yıkamayken şimdi ilk işimiz elektrik düğmesine basmak oldu. Ve yeni telaşlarımıza çıkarken lambayı kapatmak eklendi.
Sabahların neşesini kaybettik aslında, sadece yeterince sesimiz çıkmıyor.
Uyanmak istemiyorum diye ağlayarak yürüyen çocuklar görüyoruz sabahın karanlığında; yazık çok yazık değil mi?
Çocukları karanlığa alıştıramadık, aferin çocuklar sizin arzunuz hep aydınlık sabahlara olmalı; alışmayın…
Her karanlık aydınlanır; karanlık da olsa aydınlığa yürümekten vazgeçmeyen herkesi kucak dolusu selamlıyorum.