Yarım Kalan Öykü
Bir yangındı adın, Arzu,
Gözlerimde yanıp duran,
Sönmeye yüz tutmuş bir hayatın
Alevinde beni kavuran.
Kasabanın taş sokaklarında,
Senden kalan gölgelerle yürürüm.
Her köşe başında adım,
Adını yankılar, unuturum.
Adem’in sözleri yankı bulur,
"Kaç kurtul," der içimdeki ses.
Ama nasıl kaçar insan,
Kalbinde zincirle bağlıyken nefes?
Sen gittiğinde, gece daha karanlık,
Gün, artık doğmaz oldu bana.
Ruhumda bir mezar taşındır şimdi,
Adını yazdığım her an yana.
Sana duyduğum aşk bir nehir,
Akmaz, kurur; yine de deli.
Ölüm de değil bu, kalım da değil,
Aramızda sıkışmış bir heceli.
Adem haklıydı belki,
Ama sen hâlâ içimdesin.
Bütün nasihatlere inat,
Ruhuma işlemiş bir sisin.
Taşrada bir kahve köşesi,
Boş bardaklar, doldurulamayan boşluk.
Aşk da ölüm de sende birleşir,
Sensiz, yaşamak bir yokluk.
Görüşmemiz yasak,
Ama hayalimde her gün varsın.
Bir mezarın eşiğindeyim,
Ama hala seni arıyorum, arsız.
Bunu nasıl anlatır insan?
Kelimeler kifayetsiz, hisler derin.
Bir aşk, bir ölüm, bir kalım…
Hepsi seninle başladı, bittiği yer ise bilin.